21 Temmuz 2014 Pazartesi

Dünyada küsen her çocuk kadar haklıdır gazze

Dünyada zulüm var!
Filistin'de heves etmiş delikanlılar, mutlu son bekleyen genç kız hayalleri, namuslar,incitilmiş ve kimsesiz yürekler topraklar, anneler, çocuklar, aileler işgal olurken ülkemizde "ben işimi sağlama alayım"cı zihinler; batıda ise vicdanını yitirmiş insanlık...

Yaşadığımız ülkenin lideri, İslamın dünyadaki sesi diye anılırken sözlerinin bir ses sanatçısının kınamasından öte gidememesi ve sürekli konuyu sidik yarışına dönüştürüp okyanus ötelerinde amerikanın kucağındaki adamdan medet ummasını eleştirmek elbette siyasiden önce vicdani bir farktır.

Geçenlerde misafir gelen bi çocukla epey oynadık. Ben çocukları çok severim. O da beni sevdi. Derken biraz yorulduk ben içeride otururken o da benim kitaplarımı almış önüne bi güzel yırtmış. Tabi ben sinirlendim ama pek bişey diyemedim ne de olsa çocuk... Fakat annesi benim kadar iyi niyetli olmadı. Annesi bunu az biraz fırçalarken ben müdahale edemezdim tabi ama bana öyle bi baktı ki o küçücük yüreğinin kırıldığını öyle hissettim ki o an yerin dibine geçmek istedim. Ve sonra gidene kadar benimle konuşmadı. Bi köşe de oturup sürekli sustu. Gözleri hep dolu dolu ve kırgın şekilde izledi.
Çocuklar anlar. Derler ya hep öyleymiş gerçekten. Ama bende anladım bi çocuğun gönlünü kırmanın ne demek olduğunu. Ellerinin ve kalbinin küçüklüğüne rağmen gözlerinin ve gönlünün derinliğini suskunluğuyla anlattı bana.
Şimdi oradaki hangi zulmün ya da masum bir çocuğun kanlar içindeki fotoğrafını paylaşsam bi fotoroman olarak kalacak.
Oysa kalmasın öyle burada okunup kalmasın bu yazı ve gazzeli çocukların gözlerinde yaş kalmasın artık.
Sesimizi yükseltelim, bi şeyler yapalım. Meydanlarda "Kahrolsun Siyonizm ve ona boyun eğenler" diye bağıralım. Ya da onları desteklemeyen yönetimleri desteklemeyelim ve bi etrafımıza bakalım kim icraata geçmiş kim yine kınamış.
Ve en çok da onları hep hatırlayalım çünkü biz unuttukça devam edecek;
dualarımızda, boykotlarımız da, harçlıklarımız da, hıçkırıklarımız da...

15 Temmuz 2014 Salı

Gazze’de Bebekler Ölür Biz Yine Yaşarız

Gazze’de bebekler ölür biz yine yaşarız. Utanmadan yaşarız. Hala bir işimiz olmadığına dertleniriz. Neden daha konforlu yaşayamadığımıza. Güzelleşmeyi düşünürüz, eşe dosta şık görünmeyi. Aman bir ayakkabı daha alsam ne olur'u düşünürüz.

Gazze’de bebekler ölür, biz üç kuruşluk aşk acısı çekeriz. Ah kalbimiz ne çok incinir. Beyaz atlı prensler düşünürüz. Seksi bedenli doku torbası kadın bedenleri düzmeyi, ıslak erkek rüyalarda. Ah aşk düşünürüz biz, meşk düşünürüz malayani malayani.

Gazze’de bebekler ölür tivitırda İsrail’e bok atarız ancak. Elimizdeki Coca Colalarla bok atarız ancak. Kafam kırılsın hala Coca Cola içeriz. Nestle hala çikolata pazarının çeyreğine sahip olur bu ülkede.

Gazze’de dünyanın kendilerinin yüzü suyu hürmetine yaratıldığına inanan(!) kendinden olmayan tüm insan kardeşlerini “gom” olarak gören, ruhları kin ve kibirle hastalanmış, şeytan kibrini din saymış, bebekleri ve kadınları öldürecek kadar kalpleri kin bağlamış bu insandoğmuşlar Kudüs’e Cennet Krallığı kurmayı düşünür. Hayır, Cehennem Krallığı.

Gazze’de bebekler ölür, gerizekalı gerizekalı cümleler düzeriz peş peşe. Elimizden bi bok gelmiyor bari oturduğumuz yerden küfredelim'i seçeriz suçlu suçlu. Ne de olsa “kalben buğz ediniz” hadisi var ya, bir o hadisle sünnetini yaşayalım zaten Muhammed’in.

Gazze’de bebekler ölür ve doğmuş olmaktan başka meziyeti olmayan bu sefil bedenim, mazlum kaderim, güçsüz kollarım, kırılmış kalbim, öfkeli ruhum, öfkeli ruhum, öfkeli ruhum, milyon kere öfkeli ruhum koltuk üzerinde kendini yiyip bitirir boş yere.

Kendimi, tüm mazlumların sefilliğini ve bu lanet olasıca mazlum karakteri sana şikâyet ediyorum Müntekim. Sana halimizi şikâyet ediyorum. Güçsüzlüğümüzü ve nefret ettiğim mazlumluğumuzu.

Mazlumluktan nefret ediyorum. Müntekim istiyorum, Müntekim istiyorum. Sadece Müslümanlar için değil, tüm dünya mazlumları için Müntekim istiyorum.

Gazze’de bebekler ölmesin ve Gazze’de tüm insanlık zalime karşı Müntekim olsun. Artık yenilmesin. Nolur yenilmesin. Kahretsin, nolur yenilmesin.

1 Temmuz 2014 Salı

pencüsi

bilmiyorum. harakiri yapmamalıyım. çünkü, cesedimi bulamayabilirler. hatta haberleri bile olmayabilir harakirimden insanların. haberleri olmalı mı? bilmiyorum.
harakiri yapmamalıyım. çünkü kevser suyundan kana kana içemeyebiliriz. üç yudumda mı içmem gerekir? bilmiyorum.
harakiri yapmamalıyım. çünkü bütünlemesi açıklanmayan sınavlar var henüz. belki elliyle geçersem, mutluluk hormonu salgılar pigmentlerim. mutlu olmak mecburi midir? bilemiyorum.
harakiri yaparsam eğer, ıssız bir adaya gittiğimi ve orada keyif sürdüğümü zannedebilir komşularım. ıssız bir ada ve keyif? sanmıyorum.
harakiri yapmamalıyım. çünkü harakiri yaparsam, deli hükmü giyerim ve ancak o şekilde islami usullere göre defnedilir cesedim. delirmemek elde mi? bilemiyorum. harakiri yapmamalıyım.
harakiri yapmamalıyım. çünkü korkarım, yüksekten ve boğulmaktan. anladım sanırım.
neden harakiri yapaydım ki? bir banka soymak veya bir mafyaya tükürüp beyne yenilen kurşunla özkütlemi artırmak varken?
biliyorum. gerçekten biliyor muyum bilmiyorum.