İçimdeki karanlık koridorda,
Çamurlu bir ayak izi.
Burnundan yağmur damlıyor 'Azrail'in.
Derken bir neyzen konuyor pervazıma.
Pervane ayı hedefliyor,
Bense dipsiz kuyuları.
Sırra bulanıyor ruhum.
Bedenim taşlaşırken,
İçimdeki putlar kırılıyor.
İnancını dar ağacına asacak bana,
Kavak yelleri engel oluyor.
Yapraklar uğulduyor,
Sazlıklarda bin çeşit nağme.
Biri çekiş vuruyor bir yerlerde.
Ve "ben" sema ediyorum,
Kalbim Şems yörüngesinde.
Bir hadisin gölgesinde;
"mûtû kable en temût"1
Ölmeden önce ölünüz!
Huuu, ya Hayy!
1 Sadettin Buluç, Şeyyad Hamza'nın bilinmeyen bir mesnevisi, Türkiyat mecmuası, XV (İstanbul 1969) , s.250-255
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
isminizi ya da mahlasınızı belirtmediğiniz sürece yorumlarınızın yayınlanmama ihtimali vardır.