4 Haziran 2014 Çarşamba

İçimde Mümin Betimler Var

Akşam karası, gök gürlemesi ve Kocatepe'nin balkonları. Akşam ezanı okunmamış ve lambalar yanmamış henüz. Sarı ışık loşluğu ve hoşluğunda ortam, yazdım ki yandı şimdi lambalar. Ve gök gürlüyor iyice. Şimdi de 'toplanma yerine' Mikail'in bağırışları düşüyor.

Keşke fırtına çıksa. İkindi yağmuruna zaten tutuldum, paçalarım zaten çamurlu, üstüm başım da helak olsa. Beş liraya aldığım naylon şemsiyem dağılsa. Helak olsa. Helak olsa.

Caddeler kalabalık, burası ıssız. İçim kalabalık, dışım sessiz. Belki de biraz expresyonist olmalıyım.

Aylardır buradayım ve ilk kez bir ezan vakti bekliyorum. Beklemek bana göre değil oysa. Son an'a yetişmek, koşar adım yetişmek benimkisi.

Lambalar sönsün. Yağmur delileşsin ve fırtına çıksın. Bu bozkır yanıklığına bir fırtına vursun. Öyle kuru kuru durmasın fırtına çıksın. Fırtına çıksın.

Fırtına çıkarsa gök expresyonist davranmayı başarıyor demektir. Ve şimdi yağmur sesleri. Sağanağa dönüşmüş yağmur sesleri.

Güzellikleri de yaratan zatına hamd olsun.