25 Şubat 2013 Pazartesi

ÜÇ NOKTA



Karşımda yuvarlak,  eliptik yapıda tombik dünya bana avuçlarının içinden ateş topu fırlatır gibi sıkıntılar yollamaktan hiç vazgeçmiyor. Arada bir durduğunda ise ; bunun  bana acıdığı için mi yoksa daha büyüğünü yollayacağı  fırtına öncesi sessizliği midir bilinmez, kısacık bir soluklanma bahşeder işte bize. Dünyanın da olayı da budur zaten. Zorlukkolaylıkkolaylıkzorlukkolaylıkkolaylıkzorluk…ÖLÜM.(tek nokta) bu dünyayı noktalayan bir nokta. Devam olmayan 2 noktası eksik tek nokta.
Zahire takılıp kalmada üstümüze yok.  Hep görünenle uğraşmaktan bir adım öteye  gitmeye cesaret edemiyor oluşumuz , modern zamanın ‘advertisement’ dünyasının, bize  uyguladığı dayatmaları kayıtsız şartsız kabul edişimizden midir? Bilmem,  belki…
Oturduğumuz sıcacık yuvamızdan 2 sıkıntı görünce sanki tombik dünyayı sırtımıza koymuşlar gibi sızlanmalar neden?   Çöl sıcağı altında  gövdesine kaya oturtulan Zat’ın halini  bir nebze de olsun  hissetmenin verdiği  mutluluğu neden çok görüyoruz ? Emmare’mizi şişirmeye doyamadık gitti.
Şişkin benliklerimiz kapılardan geçemez oldu. Vücut  obezliği yanında nefis obezliği yaşıyor günümün insanı. En  büyük diyeti  en yağsız, en tuzsuz olanı  yazıyor manevi doktorlarımız  reçetemize. Ama biz beceriksiz eczacı gibi doktorun yazısını okumakta güçlük çekiyoruz.  Manevi diyet, manevi ilaç fayda etmez oldu bu hallerimize kullanım talimatına uymadığımızdan olsa gerek.
Kendimize buğz etmeleri bir kenara bırakıp  ‘vardır bir hayır’ deyip devam edelim öyleyse tombik dünyayla tombikleşmeden rejimimize. Eh fit kalmak önemli tabi maddi, manevi.

nefes al nefes ver nefes al nefes  ver me ver me ver me ver me 2 dakika verme.  tüm kilolar elveda! tek nokta.

24 Şubat 2013 Pazar

ZM / Put

"ibrâhîm, içimdeki putları devir
elindeki baltayla, kırılan putların yerine, yenilerini koyan kim?"

Asaf Halet Çelebi
 
kendilerini onlara vaad edilen cennetle avutanlara/teskin edenlere avam gözüyle bakıyorlar.
onlara altlarından ırmaklar akan cennet vaad eden'i yalanlıyorlar. fakir avuntusu edip, beşeri icatlardan sayıyorlar herbirini.

saysınlar.

sorsanız herbirinin içlerinde ömürlerince arayıp bulamadıkları huzuru(!) dayayıp döşedikleri, mekanları, odaları, adaları, landları vardır.

onları haz ve zevkten az-haber, koca bir yaşamı "öbürdünya" beklentisinde, koca bir dünyanın zevklerini heba ediyor gözüyle görüp, alay ediyorlar.

etsinler.

onlara göğüsleri tomurcuklanmamış, iri gözlü, yalnız onlara bakan, kendi yaşıtı kızlar vaad edeni de alay ediyorlar.

edemezler..

aptallar. aptallar. varsın bir bok olamayayım, sap duramayayım bu dünyaya, hepsini aşağı'dan görüyorum.

*

sorsanız, ah bir girebilseniz o erkek gözlerinden içeri, ne kadınların vücutları doludur iç'leri. fransız tavırlı, rus şehvetli, kuzey evropa kadınlarının doku torbası bedenleri. ah o bir çoğunun o güdük bedenlerinin ne hülyalarla parıldar gözleri. doymaz resim/videolarla birikmiş/kokuşmuş aç gözleri de, en heveskar gözlerle soyarlar el-alemde ortalık kızlarını.

deyiniz bana. deyiniz. ey kadınperestler; vücutperestler; putperestler deyiniz. ah o "bir dünyabedenleri"nizin kadından başka oyuncağı var mı. ah sizi gidi siziler, o billur ruhlarınızı(!) latif etmeye(!) kadından daha güzel oyuncak var mı. bakıp pür-i arzu, ebleh suratlarınıza da gülsünler halinize şeytan'ın kızları.

ha-ha!

madem öyle, madem aç gözlerinizin en heveskarane düşü bu, o halde niçin bok atarsınız size vaad edilen cennet'e, hurikızlara. arapçasını sevmiyorsunuz diye mi düşlerinizin.

*

yaksın 1 tasdikin hazımsızlığının acısı, hala, içimi
büyütsün gediği daha, acınası gölge kibir bir daha
yeis'e düştüm, mahva düştüm, af'fa mazhar olamadım
ama susulur mu, hiç susulur mu, hem hiç sormazlar mı adama?

haset ettim. nefret ettim. lanet ettim. sonra da tutup İsmet Özel'i taklit ettim.


2012, şubat 23.

20 Şubat 2013 Çarşamba

Sus


Beni hep bu sesler mahvetti
En çok da iç sesim..
Susmak asil bir eylemdir çoğunluk onu bir hareket bile saymazken.
Susmak, düşündüklerini korumaktır beyninin içinde. Çoğunluğun harcamasına izin vermeden muhafaza etmektir susmak.
Öyle bir susmak ki konuştuğun da herkesi susturabilmek...
Çünkü sen kelimeleri israf etmediğin için onların kıymeti siner üstüne; kıymetlenirsin sustukça ve her konuşmanda.
Bilirsin hallolmuyor hiçbir şey konuşarak hal ile olmayınca.
Ve bilirsin karşındaki sadece bir insandır. 
Zaten bir insan olduğunu bilirsen karşındakinin konuşmayı dahi lüzumsuz görürsün kendince. Çünkü bilirsin ne konuşursan konuş diğer kulağından çıkacaktır insanoğlunun.

Fakat elbette ki konuşularak halledilir bazı şeyler...
Hem zaten ben konuşmayın demiyorum ki konuşun
ama
susun da.

14 Şubat 2013 Perşembe

SEN


SEN



sen sen derken sen oldu bilinen bütün sözcükler
bilirlermiş de meğer gizlenmiş benden sözlükler

bastığın yerlerde dur zihnime kazı her anı 
sevmek de sevilmek de soyundu anlamlarını

zamanı giydirmişler sana üst üste mekanla
çıkarıp soysam desem geri giyersin zamanla

aşktan mürekkep terin tenine gizlenmiş ismin
yaksam değer güneşler bir katrecik terin için

bütün alem haberdar sende neler neler saklı
sen sandığım kelime kainat kadar anlamlı

10 Şubat 2013 Pazar

çekilmemiş film replikleri -iki-














- sigara kullanıyor musun?
+ evet sigarayı kullanıyorum, duygularıyla oynuyorum.