9 Şubat 2012 Perşembe

Kaset mi? Mp3 mü?


1.Bölüm
Teknoloji tüm zevklerimizi tüketmeye doğru giderken müzik zevkimizde bundan fazlasıyla etkilendi.Bizim ve bizden bir kuşak büyüklerimizin gençliğine damgasını vuran en önemli faktörlerden birisi de hiç tartışmasız ‘kaset ve teyp’kavramıdır. Hızla gelişen çok çeşitli müzik ürünlerinin hiç birisi kasetlerden dinlediğimiz müziğin zevkini bize veremedi.Köyden Şehirlere çalışmaya veya askere gitmiş olan büyüklerimiz gelirken mutlaka teyp getirmekle mükellefti.Orta yaş üzeri olan büyüklerimiz genellikle tek kasetli küçük teypler kullanırdı…Daha sonraları eli ekmek tutmaya başlayan her ağabeyimiz eski teyplerin en az 2 -3 katı büyüklüğünde ve en belirgin özelliği fazlaca büyük olması olan ,ağırlıklı olarak sunny, ve yu-ma-tu markasına sahip teyplerden getirmeye başladılar.İlk bakışta bir Japon markası zannedilen yu-ma-tu markasının Yusuf,Mahmut ve tuncer adındaki 3 kardeşin kurmuş olduğu bir marka olduğunu bilen ve bu bilgiyi de arkadaşlarıyla paylaşan genç; kültürlü olmanın verdiği gururla kasılırdı.Bu teypler odanın köşesie monte edilen tahtanın üstüne veya pencerenin kenarına koyulur üstüne de üçgen biçimine dantel örtü örtülürdü .En çok dinlenilen kasetler de teypin önüne konulurdu…Tuşların en solundaki tuşa basıldığı zaman kasetin direk öbür yüzü çalmaya başlardı ,bu tuş basılı durduğu zaman ise kaset atmadan öbür yüzünü çalmaya başlardı. Bu özellik; yatakta müzik dinleyerek uykuya dalanların zahmetini ortadan kaldırmıştı…Teyplerin iki yanında takılıp çıkarılan ve uzayabilen hoparlörler vardı, hiç gerek olmadığı halde sırf özelliklerini kullanmak adına takar çıkarırdık.Hatta bazı arkadaşlar bu özelliği iyice abartmıştı.Şabboyun Hüseyin hoparlörleri uzatıp evin köşelerine monte etmişti…mahallede ki kızlara caka satmak isteyen delikanlılar pencereyi açtıktan sonra sesini de yükseltir ve popüler olan şarkının birisini açardı.
Kaset kavramı ise teyp den daha çok etkisini bırakmıştır bizde...Eminin çoğu kişinin kasetlerle alakalı bir çok anısı vardır...Bazen müzik dinlerken teyp den kedi boğuşması gibi bir ses yükselince hemen kasetin sardığını anlar ve evin bütün ahalisi ayaklanarak ‘şu kaset sarıyor bakın’der ve paniğe kapılırdı.Hemen teybi açar ve kıvrım kıvrım olmuş kasetin şeridini işaret parmağımızla döndürerek sarardık.Bazende güneşte kalmış olan kasetler çalarken git gide ses kalınlaşır ve son haddini bulduktan sonra dururdu.bozuk kaset sesini çıkaramayacak hiçbir genç yoktur…ileri ve geri sarma tuşu bozuk olan teyp sahipleri eline aldığı kalemi kasetin bir deliğine yerleştirir ve başlardı tak tak diye döndürmeye.
Dinlemekten bıktığım ve sonra dinlerim diye kenara ayırdığım kasetlerin içindeki mekanik şeridi boşaltılmış bir vaziyette sokakta atılmış bir vaziyette bulunca hemen durumu anlardım.Annem kaynattığı bulgurun kuruması için dama serer fakat kuşlar bulguru bir türlü rahat bırakmaz, bulgurun başına üşüşüp yerlerdi.annemde bu kuşlara önlem olarak bulgurun etrafına değnekler diker ,çıkardığı kasetin şeritlerini de değneklere dolardı .Rüzgar esip de kasetin şeritlerine değdikçe şeritlerden yüksek bir rüzgar uğultu sesi çıkar, kuşlarda bu sesten korkup kaçarlardı. Daha doğrusu hiç kaçmazlardı sadece annem öyle zannederdi.Çünkü belli bir süre sonra kuşlar o sese iyice alışmış hatta o ses eşliğinde bulguru yemeyi ayrı bir fantezi haline getirmişti.
2.bölüm: (ses alma, karışık kaset ve korsan kaset…)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

isminizi ya da mahlasınızı belirtmediğiniz sürece yorumlarınızın yayınlanmama ihtimali vardır.