Karşımda yuvarlak, 
eliptik yapıda tombik dünya bana avuçlarının içinden ateş topu fırlatır
gibi sıkıntılar yollamaktan hiç vazgeçmiyor. Arada bir durduğunda ise ;
bunun  bana acıdığı için mi yoksa daha
büyüğünü yollayacağı  fırtına öncesi sessizliği midir bilinmez, kısacık bir
soluklanma bahşeder işte bize. Dünyanın da olayı da budur zaten. Zorlukkolaylıkkolaylıkzorlukkolaylıkkolaylıkzorluk…ÖLÜM.(tek
nokta) bu dünyayı noktalayan bir nokta. Devam olmayan 2 noktası eksik tek
nokta.
Zahire takılıp kalmada üstümüze yok.  Hep görünenle uğraşmaktan bir adım öteye  gitmeye cesaret edemiyor oluşumuz , modern
zamanın ‘advertisement’ dünyasının, bize 
uyguladığı dayatmaları kayıtsız şartsız kabul edişimizden midir? Bilmem,
 belki…
Oturduğumuz sıcacık yuvamızdan 2 sıkıntı görünce sanki
tombik dünyayı sırtımıza koymuşlar gibi sızlanmalar neden?   Çöl sıcağı
altında  gövdesine kaya oturtulan Zat’ın
halini  bir nebze de olsun  hissetmenin verdiği  mutluluğu neden çok görüyoruz ? Emmare’mizi
şişirmeye doyamadık gitti.
Şişkin benliklerimiz kapılardan geçemez oldu. Vücut  obezliği yanında nefis obezliği yaşıyor
günümün insanı. En  büyük diyeti 
en yağsız, en tuzsuz olanı 
yazıyor manevi doktorlarımız 
reçetemize. Ama biz beceriksiz eczacı gibi doktorun yazısını okumakta
güçlük çekiyoruz.  Manevi diyet, manevi
ilaç fayda etmez oldu bu hallerimize kullanım talimatına uymadığımızdan olsa
gerek.
Kendimize buğz etmeleri bir kenara bırakıp  ‘vardır bir hayır’ deyip devam edelim öyleyse
tombik dünyayla tombikleşmeden rejimimize. Eh fit kalmak önemli tabi maddi, manevi.
nefes al nefes ver nefes al nefes  ver me ver me ver me ver me 2 dakika verme.  tüm kilolar elveda! tek nokta.



