29 Ekim 2014 Çarşamba

kırmızı pazartesi*


santiago nasar, kendi düşüncesine göre, kapalı yerdeki çiçeklerin kokusunun ölümle yakın bir ilişkisi olduğunu sık sık söylerdi.”




santiago nasar öldüğünde üzüldüm, hatta son sayfayı okurken üzülmeyi biraz abartıp gözlerime hakim olamadığım da söylenebilir. -oraya fazla girmiyoruz- bugünkü halimi görse bence nasar da üzülür, elini omzuma koyup, "üzülme kardeşim, her şey olacağına varır." derdi.
kimmiş bu nasar? kimin nesiymiş? dediğinizi duyar gibiyim.
biraz anlatayım..

gabriel garcia marquez'in okuduğum ilk romanı olan kırmızı pazartesi'nin bahtsız kahramanının adı santiago. nasar isminden de babasının kuzey afrika'dan kolombiya'ya göçen bir arap olduğunu anlıyoruz. romanı iki günde okuyup yazarın kısa ve öz, aynı zamanda akıcı ve çekici üslubunun büyüsünden bu satırları yazarken de kurtulamadığımı söyleyebilirim. hala okuduğum kitaplardan etkilenip bunun hakkında bir şeyler yazıyor olmak da beni ayrıca sevindirdi. -hatta mutlu bile oldum diyebilirim. nasar’a yeterince üzüldükten ve bunları yazmaya karar verdikten sonra-

içimde neredeyse kalmayan, üzerine su dökülüp tamamen söndürülmek üzere olan köze benzer yazma duygusunun üstüne kömür attıp yansın diye tüm nefesiyle üfürdüğü için rahmetli gabriel garcia marquez’e burdan teşekkür ediyorum. -toprağı bol olsun- hikayeden etkilenip bu yazıyı ve aşağıdaki şiir’i yazmama vesile olan kendisidir.
birazcık spoiler içerebilir ama bu, kitabı okumamanız için hiçbir şekilde bahane olamaz. olmasın.
okuyunuz okutturunuz.
üzülünüz, üzmeyiniz sayın okur.
buyurunuz.



“beni öldürdüler wene hala”
                  -santiago nasar

öldürüleceğini kendisinden başka herkesin bildiği
ve
kimsenin bir şey yap(a)madığı bir adamın hikayesi
arap bir babadan ve güney amerikalı bir anadan olma
kıvırcık saçı, yirmi yaşında
ölmeden önce bir saat uykuyla ayakta
hep ağaçlar görürdü rüyasında
ve annesi;
başkalarının rüyalarını yemekten önce aç karnına
anlatmaları koşuluyla doğru yorumlamakta
üstüne olamayan kadın
oğlunun gördüğü rüyada yok dedi hiçbir kötüuğursuz durum

“kader bizleri görünmez kılar” dedi savcı
birbirinden ayırt edilemeyecek kadar benzer ikiz kardeşler tarafından
evinin ve annesinin üç saniye önce kapattığı kapının önünde
arkadaşı onu başka yerde ararken
eski kasap bıçaklarıyla öldürüldü
üç gündür uyumayan ikizlerden ikincisi
-veya birinci olan-
“sanki iki kez uyanık olmak gibiydi”
diye anlatacaktı o günü,
yıllar sonra

santiago nasar’ı öldürdüler wene hala
neden öldürüldüğü hakkında hiçbir fikri olmadan.

1 yorum:

isminizi ya da mahlasınızı belirtmediğiniz sürece yorumlarınızın yayınlanmama ihtimali vardır.