7 Ocak 2012 Cumartesi

Siyasi Simge


siyasi simge,kimilerinin diline pelesenk olmuş bir lakırdı...
islamcılar genelde kullanmaz bunu, siyasi özgürlüklerden, insan haklarından filan bahsederler ama meselenin mihenk taşını kırdıklarını bilmezler.
imam-ı azam'ın bir sözü vardır:"islam siyasettir." gibi bir anlama gelen...
siyaset toplumların yönetilmesiyle ilgili bir fikir sunmaktır,hatta bu fikir uğruna bazen deryayı kana bularlar.
islamcıların son yarım asırda "ılımlı islam" diye pazarlamaya çalıştıkları/çalıştırıldıkları şey, islamın asl'ından bihaber olmasa da temel olarak yöntem farklılığı içermektedir.
bu yöntem farklılığının farkında mıdırlar bilemem ama post-modern pazarlamacılık stratejilerinden yararlanılarak oluşturuldukları kesindir.
dünyanın her yerinde benzer adamlarla benzer okullar açarak geleceğin lobilerini oluşturmaya yönelik adımlar buna örnek teşkil edebilir.
mcdonald's tarzı şube açmaktan farkının ne olduğunu sorma gafletindeyseniz, size allah'ın rızasından bahsederler.
kapitalizmin tek-tipleştirme eylemine doğrudan ya da dolaylı olarak katıldıklarının ya farkında değillerdir ya da bağlı bulundukları dünya görüşünün gereğini yerine getirmek adına takiye yapmaktadırlar.
halbuki islam mevcut siyasi ortama göre oportünist yaklaşımlarla bir duruş sergilemek değildir.
çoğu islamcının bihaber olduğu medine senedinde hz. peygamber farklı toplumlarla birarada yaşamanın kurallarını belirlememiştir aslında.
tabir-i caizse, adeta racon kesmiştir.
"kurallar bunlar, bunlara uyarsanız emin bir şekilde yaşayabilirsiniz, yok uymazsanız, o zaman burayı ya kendi isteğinizle terk edersiniz, ya da biz sizi buradan süreriz" demiştir.
sonraki hadiseleri az çok bilen herkes durumun bundan ibaret olduğunu anlayacaktır.
türban vb. şeylerin siyasi simge olmasının asli sebebi de bu yöntem farklılığından kaynak alır.
islamcılar bu tip simgeleri sahiplenmesi beklenen kişiler oldukları halde, konuya yukarıda anlatmaya çalıştığım nedenlerle kişisel özgürlük alanından yaklaşmayı yeğlemektedirler.
zira islam'ın siyasi bir duruş olduğunu kabul ettikleri takdirde pazarın kurallarına karşı koyamayacaklarını bilmektedirler.
ki ferasetlerinden midir bilemem, modern dünya görüşlerine entegre etmeye uğraştıkları şeye islam diyememiş, ılımlı islam demeyi tercih etmişlerdir.
işte bu post-modern algılamalar açısından dindarlarla islamcılar arasında bir bağlantı olmadığını bize gösteren işaretlerden biridir.
halifeliğin başladıktan 30 sene sonra saltanata dönmesiyle ezilen mazlumlar, post-modernizmin makyajladığı demokrasiyle yine ezilmeye devam etmektedir.
***
bizans imparatoruna giden peygamber elçilerine imparatorun sorduğu bir soru vardır.
-peygamberinize ilk önce zenginler mi biat etti yoksa fakirler mi?
+fakirler...
-öyleyse peygamberiniz haktır.
müslüman zengin olamaz mı diye bir düşünce peydahlanabilir...
elbette olabilir.
ama siz hiç fakir bir zalim gördünüz mü?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

isminizi ya da mahlasınızı belirtmediğiniz sürece yorumlarınızın yayınlanmama ihtimali vardır.