25 Ocak 2011 Salı

Anlatım Bozukluğu


Kitaplar yazar ve o kuyucu arasındaki bir iletişim aracıdır.
Örneğin romanlar…
İletişimin temel amacı var olan duygu ve düşünceyi bir kişi veya kitlelere sağlıklı biçimde ulaştırmaktır. Bu yüzden duygu ve düşünceyi okuyucuya aktarırken ulaştırma biçiminin yazım tekniğinden daha ön planda olması gerekir. Yani okuyucu senin vermek istediğini sağlıklı bir biçimde aldıysa gerisi teferruattır. Tabi buna dikkat edilse kötü mü olur? Hayır, sadece teknik bakımdan estetiği sağlamış oluruz. Örnek veriyorum:

“stadyuma girdiğimizde kimse yoktu” (hatalı cümle dolaylı tümleç eksikliği)

“stadyuma girdiğimizde içeride kimse yoktu” (doğru cümle)

Her iki cümleye de baktığımızda hata fark edilememektedir. Çünkü verilmek istenen şey okuyucuya sağlıklı bir biçimde aktarılmıştır bile. Bu yüzden teknik bakımdan sorunlar içeren cümlelerin iletişimdeki etkileri bazen sıfıra yakındır. Bu yüzdem anlatım bozukluklarına çok fazla kafa yormamak gerekir. Tabi bi yazar için böyledir bu. Ben bu yazıyı yazarken kaç kez anlatım bozukluğu yaptım bilmiyorum ama vermek istediğimi inşallah ulaştırmışımdır…

Özet olarak: kulağı tırmalamayan, aklı karıştırmayan anlatım bozukluğu içeren cümle, doğru cümledir…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

isminizi ya da mahlasınızı belirtmediğiniz sürece yorumlarınızın yayınlanmama ihtimali vardır.