31 Ocak 2011 Pazartesi

Yaptıkları haksızlıktan dolayı o söz gerçekleşmiştir, artık onlar konuşamazlar.


Yüzbinlerce kişi gençler sayesinde Facebook üzerinden organize oluyor ve yıllardır ülke içi demokrasinin olduğunu söyleyen Hüsnü Mübarek yönetimine karşı sokaklara dökülüyor. Nasıl bir demokrasiyse, insanlar canlarından bezmiş hükümetin istifasını istiyor ve isteklerinden de taviz vermiyorlar. Hüsnü Mübarek önceleri pek de önemsememişti galiba, diğer yıllardaki gibi basit bir iki protesto olacak millet dağılacak zannediyordu.

Birikti birikti birikti, büyüdü ve bu aşamaya geldi. Hüsnü önce orduyu ve polisi saldı üzerlerine, sonra polis de inditafaya katıldı, baktı olmayacak sallanan tahtın etkisiyle sayıklamalar başladı, masal anlatmaya başladı. Daha çok özgürlük ve daha çok demokrasi vaad etti. Sonuç, negatif. İllaki rejim değişsin isteniyor.

Mısır halkı, haklı olduğu bir konuda haklı yoldan hakkını arıyor. İhvan-ı Müslimin liderleri bildiriler yayınlıyor, komiteler kuruyor. Mübarek defolup gitsin istiyor herkes. Bütün bunlar tamam... Peki Mübarek gitsin ama yerine kim gelsin ? Yerine gelecek adamın ondan bir farkı olmayacaksa eğer, bütün bu olaylar anlamsızlaşır, demokrasi adı altında diktatörlük yeniden başlar.

Hüsnü Mübarek ne hüsnüydü ne de mübarek. Çok can yaktı, çok kan akıttı. Halkın ezici çoğunluğunun karşı olmasına rağmen 30 yıl iktidarda kaldı ve kalmaya devam ediyor. Amerika'nın İsrail'in zulümlerine ortaklık yaptı, Filistin'e giden kapıları kapadı, yardım konvoylarının üzerine köpeklerini saldı vs. Velhasılı, firavunlaştı.

Şimdi gittiğinde yerine düşünülen isimler arasında en güçlü aday Muhammed el Baradey. Bölgede en sağlam ve etkin kuruluş olan İhvan-ı Müslimin, kendi adayını çıkartmak yerine bu adamı destekleme kararı aldı. Bana kalırsa bu adamın da o Mübarek'ten pek bi farkı yok. Mısır halkı işi bu noktaya kadar getirmeyi başarabildiler şükür, şimdi çok dikkatli atmaları lazım adımlarını. Yanlış bir hareket her şeyi yeniden başlatır. Durup düşünmek gerek, bu güne kadar Mübarek'in iktidarda kalmasını sağlayan dış güçler somut bir tepki göstermiyorlarsa onunla işleri bitmiş ve yerine başka birisini bulmuşlar demektir. Saddam Hüseyin gibi birçok örneği mevcut bunun.

Her seçimden önce üyeleri, Hüsnü Mübarek'in emri ile "rejimi tehdit, teröre destek" gibi gerekçelerle askeri mahkemelere gönderilen İhvan-ı Müslimin'in şimdiye kadarki çizgisini bozmaması önemli.

Temennimiz, duamız; Firavun gitsin.
Ama yerine Nemrut gelmesin.

Not: Başlıktaki ayet, 27. sure 85. ayet.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

isminizi ya da mahlasınızı belirtmediğiniz sürece yorumlarınızın yayınlanmama ihtimali vardır.