14 Şubat 2011 Pazartesi

Soba vs Kalorifer

Sobanın çekiciliği bende çok büyükken, kaloriferinki o derece büyük değildir. Soba bize dışarının soğuk ve ayaz olduğunu hatırlatarak sıcaklığıyla bağrına basar. Soğukta yaşamak zorunda kalan kişilerin varlığını hatırlatarak vicdanımızı sızlatır. Ateşi sürekli görerek, bazen sıcaktan terlemek zorunda kalarak cehennemin varlığını hatırlamak zorunda kalırsınız.
Kalorifer ise gündelik hayatımız gibi sıradan, sıkıcı ve rutin bir ısıtma tarzına sahiptir. Dışarıda soğuk olduğunun bile farkına varmazsınız. Ne soğuyu iyice hissedebilirsiniz ne de sıcağı. Ayazdan donmuş bir şekilde eve gelip sıcağı içinize çekme şansınız yok.
Soba çok yönlü bir alettir, sizi sadece ısıtmakla kalmaz her zaman çayınızı demleyebileceğiniz sıcak suyunuz bulunur, annenizin yaptığı her türlü hamur işine eşlik eder. Yarıya bölüp iyice baharatladığınız patateslerden en önce pişenleri midenize indirebilirsiniz. Kaloriferde ise yapabileceğiniz; kurumamış olan çamaşırlarınızı üzerine serip kurutmaktan başka bir şey değildir.
Geceleri yastığa başınızı koyduğunuzda sobanın üstündeki güğümden gelen o mistik cızırtı sesisizi çok farklı yere götürür. Sobanın açık yerlerinden ritimler halinde tavana yansıyıp duran ateşin ışıldamaları size çok çeşitli duygular yaşatırken; kaloriferde bunların hiçbirini yaşama imkanına sahip olamazsınız.
Kalorifere otururuz, sobaya el uzatırız. İkisi de ısıtır, soba kazanır.
Ama gün gelir de sobaya oturup kalorifere de elimizi uzatırsak, soba yakar, kalorifer hala ısıtır. kalorifer kazanır.

1 yorum:

  1. ayyynen öyle kamil sen benim erkek versiyonmsn galiba birde benim bir kuşak önceden gelen halim bu yazıyı sen mi yazdn?

    YanıtlaSil

isminizi ya da mahlasınızı belirtmediğiniz sürece yorumlarınızın yayınlanmama ihtimali vardır.